31 Aralık 2012 Pazartesi

Geçmişe Bir Göz Atalım


     Hafızam da yer çekimine yenik düşüp eski formunu kaybediyor sanırım. Ya da programlamada bir sorun oluştu ve ben geçmişi anımsamakta zorlanmaya başladım. Şöyle düşünmek daha bir hoşuma gidiyor: Yeni bilgilere yer açmak adına eski bilgileri yok ediyoruz hem böylece geçmişi es geçiyor ve üzerinde de durmamış oluyoruz her neyse mevzu başka…
     Hazır yeni yıla giriyorken geçmişi bir gözden geçireyim dedim, ne yaptım ne ettim, kimlerle gezdim tozdum gibi magazinel haberlerle geri döndüm.  Öyle çok matah haberler yok tabii, evlilik, doğum ya da hastalık vbenzeri radikal durumlar yaşanmadı.  İyi miydi kötü müydü şimdi olayların ve zamanın dışından bakınca karar vermek zor lakin pek hareketli pek öğretici olduğunu söylemek mümkün.
     Genel hatlarıyla Amerika’yı yeniden ve yeniden keşfettim. Yeni, bi dolu insanla tanıştım. İçlerinden birkaç kılçığı ayırırsak çoğunluğundan hoşlandım. Yeni kararlar aldım ve en güzel yanı neredeyse hepsini uyguladım. Tututu maşallah! Sancılı zamanları atlattıktan sonra hayata daha bir umutla baktım hatta belki daha bile güçlüydüm. Daha az yalnız hissettim ki yalnızlıktan korkmamayı da öğrendim. He bir de herkesin başka bir alem olduğunu keşfettim.
     Haydi şimdi örnek resimlerle şelendirelim ortamı.

Mesela…

Eski dostlarla zaman geçirdim





Yazdım, çizdim, boyadım kısacası çalıştım


Düğün dernek işlerine karıştım


Bolca güldüm



Hiç alakamın olmadığı ortamlarda bulundum


Güzel insanlarla tanıştım


Kedi sevdim, kovaladım, yakaladım ve nihayet oynadım


Bazen sıkıldım, bazen çıldırdım



Kendimi çeşitli aktivitelere verdim



Sigarayı bıraktıktan sonra yemek yeme konusunda ipin ucunu biraz kaçırdım.


Biraz aile saadeti yaşadım


Yeğenimle kaynaştım


Sevdim, sevildim, kızdım, affettim, gezdim, tozdum, biraz içtim



Bol bol yürüdüm, hem okudum hemi de yazdım, bir de yogaya fena sardım




Fotoğraf çektim, dikiş diktim ve daha nicelerini yaptım…

En önemlisi de sanırım dilimi tutmayı becermeyi öğrendim. Umarım… J

     İnişler çıkışlar yaşadım, kontrolün elimden kaçtığı anlar da olmadı değil, kıskançlık ve gurur gibi duyguların yalan dolan olduğu ve aslında hiçbirimizin hayatında yeri olmaması gerektiğine bir kez daha karar verdim.  Kibiri doladım doladım duvara çaldım. Bi süre daha kendine gelemez namussuz.
     Düşünce gücümle nesneleri hareket ettirdim. Ehehe şaka şaka ama elbet onu da öğrenirim.
    Mutlu olmanın geçmişle gelecekle ne de beklentilerle ve sahip olunanlarla alakalı olmadığını, hatta illa da mutlu olmak zorunda olunmadığını keşfettim.
  Neyse cicili bicili, yaşamak güzel tadındaki cümleleri fazla uzatmayayım malum bazılarının alerjisini tetikleyebiliyor.  
  Şimdi, yeni kararlarla yoluma devam ediyorum, kısmetse yeni yerler ve yeni insanlarla karşılaşmaya niyetliyim, yoo zorunda değilim, yerimde de durabilirim keza elimdekilerin değerini de bilebilirim. 2013 ister sağlık getirsin, ister huzur, ister iş, para, isterse de karmaşa; kime ne gerekiyorsa kendine gelmesi için onu getirsin, hani derler ya her şey gönlüne göre olsun. Gönlünde fesatlık olana fesatlığı hasetlik olana hasetliği göstersin.  En iyisi, iyiyle kötüyü, sahteyle sahiciyi ayırma idraki versin. Herkes kendini bilir zaman adildir. Haydi bakalım cümleten amen… Hepinizi sevgiylen kucaklıyorum J



















20 Aralık 2012 Perşembe

Ayna Etkisi



Biliyorum bazen çekilmez oluyorum. Aydan mıdır güneşten midir bilmem işte oluyor bazen öyle. Sebebini bilmediğim bir öfke; kime neye kim bilir. Kim bilir hangi kendimden bile saklamaya çalıştığım bir sır bir hır bir dırdır.
Kaçamayınca gizleniyorum, gizlenmek istemediğim anlarda zamanımı kızmakla harcıyorum. Kendi bokumdan minik heykelcikler yapıyorum hatta bulduğum boncukları üzerlerine konduruyorum.
Hala...
Sonra duruyorum, ardından soruyorum: ne istiyorum?!
Biraz sevgi biraz şefkat...
Kimsenin isteklerinden farkı olmayan bir tat.
O zaman nedendir kendimizi bir başka görmemiz?
Yok mudur hiç başka benzerliğimiz?
Karşılaştığım insanlar, olaylar, durumlar...
Ben nasılsam insanlar da öyle gibi biraz.
Olaylara gelirsek sanki bana bir şey anlatmaya çalışıyorlar, bense olayca diline hakim değil gibiyim zira.
Durumlarsa hayli tuhaf; gerçi şu sıralar tuhaflık bende az biraz.
Yine o karmaşa
Tanıdık hiç olmazsa
Yolun sonunu
İpin ucunu
...
Ne ise haydi bismillah temiz bir niyet
Belki ardınca gelir samimiyet...

14 Aralık 2012 Cuma

Dön Dolan


İnsan ruhu asli vatanını bulmak ve saf fikirleri temaşa edebilmek yolunda hep bir yükseliş halindedir.
Platon



           Hayvanlar der Carlos Castaneda, mesela kurtlar, bir kurdun öldüğü yere bir daha gitmezler, çünkü aynı şekilde bir avcı tarafından öldürülme ihtimalleri vardır. Ama insanlar öyle mi, bir başkasının daha önce öldüğü bir yerde dolanır dururlar. 
          Ben mesela bir başkasının öldüğü yerlerde dolanmaktan vazgeçtim şimdilerde hatta daha önce öldüğüm ya da öldürüldüğüm yerlere de gitmiyorum artık. Ölmek için yeni yerler yeni şekiller bulmalı yepisyeni yerlerde doğmak için… Aslında düşündüm de belki de bir daha hiç ölmemeli ama o zaman hayat da olamaz değil mi?!