14 Ağustos 2011 Pazar

Kendi Canı Çekince Gelir İlham


Bana ilham veriyorsun ey AŞK! Hayatımın bir parçasına anlam katıyorsun. Varlığımın bulunduğu basamaktaki ihtiyaçlarına karşılık geliyorsun.

-         - Benim bir amacım var.

Küçücük yaşamlarımdan itibaren hep istediğim, yaşamın beni sürüklediği yerlerde tutkusunu kaybettiğim ama yeniden tutuşmaya meyilli bir amacımı alevlendiriyorsun. Aklımı uyarıyorsun ve ben yazıyla meşk ediyorum. Sözcüklerle oynaşıyor, kavramlarla sevişiyor ve doyuma ulaşmak için çabalıyorum. Bunu sen tetikliyorsun ve ben seninle uyanan bu duyguyu kaybetmek, bozmak, başka hevesler uğruna tüketmek istemiyorum.
Bu duygunun açığa çıkardığı hissiyatla, ortaya çıkan dürtülere kapılıp bu büyüyü HİÇ etmek istemiyorum.
Çünkü bir adım ilerisinde aç gözlülüğüme yenik düşüp, daha fazlasını istemeye başladığımda, karşılanıp karşılanmayacağını bilemeyeceğimiz başka beklentiler içinde bulacağım kendimi.
Tutkular, arzular, çekişmeler, sahip olmak istemeler… Bunları aşabilecek bir düzeyde mi insanlık alemi? Kibrimize yenik düşmeye başladığımız anda birbirimizi de tüketmeye başlayacağız. Ve yine ‘niyetlerimiz’in dışına çıkacağız, tekrar yolumuzu bulmak uğruna savrulacağız. Mutlaka yeni ve başka deneyimlerin sahibi olacağız, onlar da bizim olacak ve yine biz ‘biz’ olacağız. Ama kendi arayışımız yine sekteye uğrayacak ve varlık “özü gereği kendini aş”amayacak ta ki bilinmez bir zamana değin.
İhtiyacım olan ve beni mutlu eden şeyi bulmuşken, neden aç gözlü olayım, neden kibrime bile isteye yenik düşeyim, neden bundan tatmin olmuyormuş gibi yaşayayım?
Neden doymayan kursağımla, elimdeki şeyin değerini bir hayalin üstüne atfederek (insanın en kıymetli hazinesi) zamanımı heba edeyim? Bir anın büyüsünü bilinmez (ya da kestirilebilir) bir tecrübeye neden değişeyim ki?
Bana farklı bir tecrübe sunuyorsa maceranın bir değeri bir anlamı olabilir. İnsanın aştığı şeyleri tekrarlaması zarardan başka ne getirebilir ki ona? Hem böylesi bir macerayı hiç tattı mı insan-ı Adem/Havva?
Bozmamak, tüketmemek, fazlasını isteme aç gözlülüğüne, hep daha fazlası olabileceği kibrine düşmemek, isyan ve inkar etmemek macerası…

- Hayatın bir de bu macerasını yaşat ey AŞK!

Hiç yorum yok: