14 Ağustos 2011 Pazar

Ruhlar Varlıklarını Nesneler Üzerinden Anlatıyor


İnsanlar nesnelere sahip olmaz, nesneler hangi insana ait olacaklarına karar verirler.
Sabırlıdırlar ve sahiplerini bulmak uğruna milyonlarca km yol kat edebilirler. Ve ruhları vardır, zekaları, hafızaları, deneyimleri… Sahiplerine ulaşmak için çıktıkları yolculukta bir dolu hayata tanıklık ederler. Eğer duymayı bilirseniz, başka hayatlar hakkında, şahit oldukları, deneyimledikleri hayatlar hakkında bir çok sırrı ifşa ederler…
Varlıkları bir uğurda oradan oraya savrulurken, bulundukları yerin ve kişinin ruhuna bürünürler.
Nesneler, o sessiz ve durağan varlıklar, duymasını bilene, görmesini, hissetmesini ve hatta anlamasını bilene çok şey anlatırlar ve onlar ait olmadıkları yerde pek fazla durmazlar, saklanmazlar; sadece doğru zaman gelene kadar bir müddet konaklarlar.
Ait oldukları yere ulaştıklarında, varlık amaçlarını gerçekleştirdikleri anda, o şeye karışır ve o şeyle bütünleşirler. Sahibiyle ‘bir’ olurlar ve siz o nesneye baktığınızda ait olduğu kişiyi bilir ve görürsünüz.
Ruhlar varlıklarını nesneler üzerinden anlatır ve canlı cansız her varlığın bir ruhu vardır ve tabii bir de ait olduğu parçayla bütünleşmek uğruna girdiği ve mücadele verdiği bir amacı…

Hiç yorum yok: