16 Temmuz 2011 Cumartesi

Ucuz Aşk Hikayeleri Kataloğu



Büyülü bir aşk uğruna peşinden sürüklediğin ruhunun arayışı kendidir.
Kendinedir her yol sonundaki dönüşler.
Sığınacak bir sığınak aradığında içindeki sana sarılırsın yine ve her defasında…
Kendine söylediği yalanlardandır kendiyle yalnız kalmak istemeyişi...
Arabesk duygular içinde aldatılanı oynamak bunca haz verirken 'ben'liğine, aldatan olmayı kaldırmaz yüreğin; hele ki bu kadar yakından tanıdığını sandığın kendini böylesi yalanlarla süslemişken...
Aldandığını düşünmek işine gelir insanın. Dışarıda bir günah keçisi aramak, içerideki düşmanı sorgulamaktan daha kolaydır her zaman.
İtiraf etmek istemez yüreğin, her şeyi anladığın, bildiğin halde nasıl kendini bu kadar kolay aldatabildiğini…
Masallarda, efsanelerde dinlediği aşkın, tozpembe hayallerini, mavi gerçekliğe bırakmak, emanet edebilmek çok zordur çünkü.
Hayata kendini emanet edebilmeyi, kendinden feragat edebilmeyi, mor rengin en güzel tonuna ulaşabilme çabasını gerektirir.
Ve bu yorucu bir iştir…
Çünkü insan sevmeden sevilmeyi, uğraşmadan elde etmeyi kendinde hak görür.
O da herkes kadar özeldir ne de olsa…
Sadece istemenin yeterli olacağı yanılgısına düşürüverir kendini.

***

Yalnızlığın seni bekler, ta ki açıklamanı duyacağı güne kadar sıkıntı verir omuzlarında tonlarca yük varmışçasına.
İtirafların en zorudur bu, çünkü sonunda kabullenmek vardır. Kaldığın yerden devam etmemek…
Oysa sen bağımlılığı, devamlılığı, tanıdığın bildiğin yaşamı istersin korkuların, endişelerin sisi ardından yol alırken. Bilmediğin kervanda yalnız kalacağını, yalnızlığınla baş başa olacağını bilirsin.
Yüzleşmek utancının ardında sığınacağın bir 'sen' olmaması, insanlar içinde çıplak kalmak kadar ürperti vericidir. Ürperti veren, memnun olmamak, kendini sevmemektir.
Kendini beğenmenin dayanılmaz hazzını yaşarken, küçük düşeceği kaygısıyla atar kalbin ve bir süre de bu his yaşatır yüreğini.
Oysa hayat, yaşamla baş edebilmek için kendini telkin edebilecek bir uğraş bulabilmekten ibarettir.
Sense bu telkini her kalp çarpıntısında ötelersin, ta ki çarpıntılar yavaşlayıp, yerine bir diğerini buluncaya değin...
Belki de bazıları sırf bu yüzden gelir dünyaya; bilip de yapmamak için...

Hiç yorum yok: